13 Haziran 2010 Pazar

Arşivden : Yazar ve Şair Meyhaneleri(*)

Mehmet Kemal : 50 yıldır içiyorum

Meyhane kültürü bize, "şarap ayinleri"yle birlikte Grek'ten gelir. İstanbul'da küçük meyhaneler vardı ve bunlara akşamcılar gider orada sohbet ederlerdi. İstanbul'da Karaköy'ü ele alalım. Karaköy'de vapur var. Vapura binecek olan adam, saati gelene kadar meyhanelerde ayaküstü içiyor ve vapura yetişiyordu. Bunlara tetikçiler denirdi. 1940'lı yıllar... Tokatlı Meyhanesi vardı, ara sokaklarda da ermeni meyhaneleri... Şiirler okunur, sohbetler yapılır, müzisyenler çalar söylerdi.

1940'dan sonra Beyoğlu'na geçti meyhane kültürü... Neşe Krepen Pasajındaydı. Kulis vardı, Papirüs vardı. Kulis'e daha çok tiyatrocular gelirdi. Çiçek Pasajı'nın olduğu yerde beş altı meyhane, on on beş çiçekçi dükkanı vardı. yazar ve şairle burayı da sıklıkla tercih eder, şöyle bir uğrayıp ayaküstü içerlerdi. Lambo'nun Yeri de buradaydı ve bir dönemin en tanınmış yazar ve çizerler olacak insanların devam ettiği bir meyhaneydi. 

Elli yıldır içiyorum. şimdilerde haftada bir iki azar azar içiyorum. Yirmibeş yaşında başladım. İçki içmekten memnunum. Bana bir zararı dokunmadı, otuz kırk tane kitap yazdım. Sayesinde eş, dost, belli bir çevre kazandım. sanat çevreleri içkiyle birbirlerine yanaşıp, arkadaşlık ederlerdi. Bizimki sofra içkiciliği değil, bar içkiciliğiydi. bir de yuvarlak masa içkicileri vardır. Ankara'da Karpiç de öyleydi.

"Sait Faik güzel içerdi"

Edip Cansever, ressam Ömer Uluç, Behçet Necatigil, Orhan Veli, Asaf Halet Çelebi, Özdemir Asaf, Sait Faik hepsi bütün içki alemlerinin insanlarıydı. Ayırt etmek mümkün değil, hepsi güzel içerdi.

Behçet Necatigil haftanın belli günlerinde Beşiktaş Meyhanelerinde içerdi. İskele'nin üstünde bir meyhane vardı. Çarşının içinde de Muhittin Baba...Öğretmen olduğu için, okul dışındaki saatlerde içerdi.

"Can Yücel içki içmeyi bir türlü öğrenemedi"

Can Yücel, içki içmeyi bir türlü öğrenemedi (!) Ama içkiden de ayrılmadı. Sorsan en güzel içenin kendisi olduğunu söylerdi. Beylerbeyinde bir büfede oturup içiyormuş. Can ve arkadaşları, Adana Hapisanes'nde yatarken gelen üzümlerden şarap yaparlarmış ve tabii ki yakalanıyorlar, gazeteler falan da yazdı. o dönemlerde eş, dost hep söylerdik: "Can Yücel nerde? Adana Hapisanesi'nde...Niye yatıyor? Siyasi suçtan değil, şarap çekmekten yatıyor."

"Vedat Günyol, hoca gibi içerdi"

Vedat Günyol hocadır, hoca gibi içer. Dikkatli, kimseyi kırmadan, dağıtmadan...Sabahattin Eyüboğlu sofrası olanlardandı. "Reis bu akşam bizde buluşalım mı?" dediğinde belli ki bir çilingir sofrası kurulacaktır, başka davetliler vardır. Fakat bu 12 Eylül'de başı belaya girdi onun. Parti kurdu diye içeri aldılar, buna dayanamadı. Ölümünün sebebi 12 Eylül faşizmidir. Kemal Tahir Osmanlı efendilerindendi. Uzun yılları hapishanede geçti. En iyi ahbapları Tahir Alanga ile matbaacı Asaf Ertekin idi. Asaf, o ve ben Yeni Kapı meyhanelerine gider içerdik. 

"Özdemir Asaf'ın meyhanesi ev gibiydi"

Güzin Dino, Mina Urgan, Halet Çambel, spiker Dürnev Tunaseli, Leyla Erbil, Tomris Uyar genç kızlıklarında meyhanelere gelirlerdi.

Ankara'da "Kalem" isimli bir meyhane açtım. Meyhane açan edebiyatçılardan biri bendim, diğeri de Özdemir Asaf. Asaf'ın meyhanesi Bebek'te karakol'un yanındaydı. Meyhanesi evi gibiydi. Yan tarafında da odası vardı, orada yatardı. Geç saatlere kadar içer, on ikiden sonra kendi meyhanesine gelirdi. İstediğine içki verir, istemediğine vermezdi. Yazarlar ve Şairler, Asaf'ın meyhanesine sık sık gelirlerdi.

Asaf'ın burada şiir yazışlarından birine tanık oldum. Bir kağıda yazıyor, sonra yazdıklarını büyük bir sepetin içine atıyordu. "Ne yapıyorsun?" diye sordum, "Bunlar benim sermayemdir ayık zamanımda alır, düzeltir, şiiri yazarım" dedi. Çok içtiği için öldüğünü söylemek mümkün. İçki ağır ağır öldürdü onu. Ayıklığı ile sarhoşluğu belli olmazdı. Bir gün "öğle rakısı içelim..." dedi. Karaköy'de otogarın karşısında bir meyhane vardı, Romen'in Yeri. burada içki satılmazdı, içeceğinizi dışarıdan alırdınız. Yemekleri çok meşhurdu.

Neyse birlikte gittik Romen'in meyhanesine.. Sevgilisi vardı, telefon etti onuda çağırdı. Derken, Asaf kızdı ve sevgilisine bir tokat attı. Orada kelli felli bir adam "olur mu?" dedi, "Delikanlı adamsın, bu yapılır mı? ona vuracağına gel bana vur.." Özdemir tuttu, taak adama da bir tane vurdu. Meğer adam gümrükte önemli bir adammış, yanında korumaları varmış, onlar ortaya çıkıverdiler. Baktık iş büyüyor, Özdemir'i arkadaşıyla birlikte gönderip ortalığı sakinleştirdik.

* Duygu Asena'nın yönettiği ve bir kaç yıl boyunca yayınlanan Negatif dergisinin Mart 1997 sayısında Filiz Aygünüz tarafından yapılan Yazar ve Şair Meyhanaleri konulu bir röportaj yayınlandı. Bu röportajda rahmetli şair-yazar Mehmet Kemal ve diğer şairlerin içki ve meyhane üzerine görüşlerine yer verilmişti. Sözünü ettiğimiz röportajın bir kısmını sunuyoruz.

Ek: Filiz Aygündüz'ün yaptığı bu söyleşiyi zamanında Negatif Dergisinden alıp adanasanat.com'a aktarırken dalgınlık sonucu Negatif dergisinden Radikal diye söz etmişiz. Bu açıklamayı yapmaya neden mi gerek duyduk? Çünkü bu söyleşinin zamanında adanasanat.com'dan olduğu gibi alınıp birkaç sitede yayınlandığını fark ettik. Tabi dergi adında yapılan yanlışlık korunarak.