26 Şubat 2013 Salı

Yaratıcı Yazarlık Atölyesi İçin Tür Seçimi


Yaratıcı yazarlık faaliyeti sonucu neler üretilebilir? İşte ilk akla gelenler: Roman, öykü, şiir, masal, tiyatro oyunu, şiir, özgün film senaryosu, çocuk kitabı, gezi yazısı, deneme vs. Bu türlerden tiyatro oyunu ve senaryo bir yanıyla teknik metinlerdir. Çünkü film senaryoları yönetmen ve oyunculara hitap eder. Senaryo, bir öyküden veya romandan yola çıkılarak hazırlanıyorsa, bize göre yaratıcı yazarlık faaliyetinin epeyce uzağındadır.

Film senaryosu bir nevi teknik çalışma olduğu için yaratıcı yazarlık atölyelerinde üzerinde pek durulmaz. Atölye çalışmalarımızın ileri safhalarında önce bir romanı imceleyeceğiz, sonra söz konusu romandan yola çıkılarak çekilen bir filmi izleyip değerlendirmeyi düşünüyoruz. Böylece romandan sinemaya giden yolu görmüş olacağız. Kitap olarak yayınlanan senaryolar olsa bile senaryo kitaplarının hedef kitlesi genellikle sinema eğitimi görenlerdir. Atölye çalışmamızda senaryolar ilgi alanımıza girmeyecektir.

Benzer şekilde tiyatro oyunlarının hedef kitlesi yönetmenlerdir, oyunculardır ve tiyatro eğitimi gören öğrencilerdir. Oyunlar, senaryolar kadar olmasa bile teknik çalışma sayılıp belli kurallar dahilinde yazılmaktadır. Söz konusu edilecek oyun metni, bir romandan yola çıkılarak yazılıyorsa yaratıcı yazarlık faaliyeti içinde görmemek gerekir. Oyun metinlerinin çoğu kitap olarak basılıp dağıtılsa bile genellikle tiyatro öğrencileri, oyuncu adayları ve oyuncular hedeflenmektedir. Yaratıcı yazarlık yapmak isteyenlerin diyalogların nasıl kurulduğunu görmeleri açısından birkaç oyun metnini okuyup incelemeleri yerinde olacaktır. Bu atölye çalışmamızda oyun yazarlığını da kapsam dışında tutuyoruz.

Atölye çalışmamızın kapsamı dışında tutacağımız bir başka tür şiirdir. Son zamanlarda şiir konulu atölyeler yapılsa bile şiirin nasıl yazıldığını konuşmak bize pek anlamlı gelmemektedir. Belki atölye çalışmamızın ileri haftalarında bir şairi konuk edip nasıl şiir yazdığını anlatmasını isteyebiliriz.

Bu elemelerden sonra geriye roman ve öykü kalmaktadır. Birçok ünlü yazarın ilk ürünleri roman olsa bile yazılacak ilk kurmaca metnin öykü olması önerilmektedir. Çünkü henüz kendi tarzını oluşturmamış birisinin 200–300 sayfalık metni yazmaya kalkışması uzun bir süreci kapsayacak ve vazgeçme riskinin yükselmesine neden olabilecektir. Tabi kişi yazar olmayı kafasına koymuşsa yazmaya direk romanla başlayabilir. Orhan Pamuk’un kitap olarak yayınlanan ilk ürünü 600 sayfalık bir romandır. Tabi bilmiyoruz, belki Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları romanından önce yazdığı başka metinleri vardır.

Madem kurmaca yazarlığa romanla başlamanızı önermiyoruz, geriye öykü kaldı. Zaten birçok yaratıcı yazarlık atölyesinde çalışmalar öykü üzerinden yapılmaktadır. Öyküler okunup değerlendirilmekte, katılımcılardan öykü yazmaları talep edilmektedir.

Atölyemizin adı Yaratıcı Yazarlık olsa bile yaratıcılık gerektirmeyen alanlara da el atacağız. Örneğin kendimizi bir gazete muhabirinin yerine koyup bir etkinliği izleyip haberini yazacağız, hep birlikte bir filmi izleyip film eleştirisi yapmaya çalışacağız.