Yaklaşık 30 yıl önce çok sayıda yazar bir araya gelip Yazko adında Yazarlar ve Çevirmenler kooperatifi kurdu. Kooperatifin asıl amacı üyelerinin yazınsal ürünlerini yayınlamaktı. Yazko ilk olarak kitaplar yayınlamaya başladı. Devamında zamanında çok ilgi gören Yazko Edebiyat dergisini. Bu sayfalarda sizleri 30 yıl geriye götürüp Yazko Edebiyat dergilerinin içeriğinin bir kısmını size sunacağız. İlk size derginin Memet Fuat tarafından kaleme alınan Başlarken adlı yazıyı sunuyoruz.
BAŞLARKEN - MEMET FUAT
“Yazko-Edebiyat”, adından da anlaşıldığı gibi, Yazko Yazarlar ve Çevirmenler Yayın Kooperatifinin edebiyat dergisidir. Ayda bir yayımlanacak, öncelikle Yazko üyelerinin ürünlerine yer verecek. Ama bu kesin bir sınırlama değil. Yazko üyesi olmayan ünlü yazarlar, edebiyat alanına yeni giren gençler de dergide yapıtlarını yayımlayabilecekler.
Yazko-Edebiyat’da öbür sanatlara ancak edebiyat kapsamı içine giren yönleriyle yer ayrılacak, edebiyat dergisi niteliğinden uzaklaşmamaya özellikle önem verilecek. Bunun, sayfa sayısını çoğaltmama kaygısından daha önce gelen nedenleri var. Bir kere, Yazko bir yayın kooperatifi; üyeleri yazarlar, edebiyatçılar. Sonra, memleketimizde, baskı tekniğindeki gelişmelerle birlikte her sanat dalının ayrı dergiler çıkaracak olanaklar edindiği, çok güzel örnekler verildiği de bir gerçek.
Daha bu girişten, sanırım. Yazko-Edebiyat’ın Yeni Dergi’nin devamı olmadığı kesinlikle anlaşılıyor. Yeni Dergi’nin yalnız yöneticisi değil, her bakımdan, tek sorumlusuydum. Zaman zaman yazarlar, sanatçılar dergi yönetiminde de bana yardımcı olurlardı. --Yeni Dergi’de yapılmış güzel işler varsa bunların büyük çoğunluğunu birlikte çalışmalara borçluolduğumu çok iyi biliyorum-- ama o dergi, gene de, son noktası vurulurken, çoğu zaman, bir kişinin damgasını taşıyordu. Yeni Dergi’yi kapatma düşüncesine beni götüren, her şeyden çok, birlikte çalışmaları artık gerçekleştiremeyeceğimi anlamak olmuştur sanıyorum. “Gelen yazılarla çıkan bir dergi” durumuna düştüğünde «Yeni Dergi» bana görevini tamamlamış görünmüştü.
Sonradan tasarladığım daha küçük boyutlu dört aylık eleştiri dergisini de giderlerini karşılayamayacağımı anladığım için çıkarmaktan vazgeçmiştim.
Yazko-Edebiyat ise benim yönettiğim, ama her bakımdan sorumlusu olmadığım, ortak çalışma ürünü bir dergidir. Önce, bize, bu dergiyi yayımlama görevini veren bir Yönetim Kurulu var. (Ayrıca, onu da her yıl bir Genel Kurul denetliyor, yeniden seçivor.) Bize dedim, çünkü yazıları okumak, değerlendirmek, sıralamak, baskı işlerini kovuşturmak, kısacası dergiyi çıkarmakla görevli oldukça geniş bir kadromuz var. Bu kadroda dergicilikte hepimizden eski olan Salim Şengil gibi bir usta, tek başına yüksek düzeyde bir dergiyi uzun süre ayakta tutmuş Afşar Timuçin gibi çok yönlü bir yazar, Bertan Onaran gibi yorulmak yılmak bilmez bir çevirmen, Adnan Özyalçıner gibi dergiciliğin görünmeyen işlerini yürütmeyi çok iyi bilen bir sanatçı da yer alıyor. Herbiri tek başına bir dergi çıkarabilecek kişiler...
Daha bu girişten, sanırım. Yazko-Edebiyat’ın Yeni Dergi’nin devamı olmadığı kesinlikle anlaşılıyor. Yeni Dergi’nin yalnız yöneticisi değil, her bakımdan, tek sorumlusuydum. Zaman zaman yazarlar, sanatçılar dergi yönetiminde de bana yardımcı olurlardı. --Yeni Dergi’de yapılmış güzel işler varsa bunların büyük çoğunluğunu birlikte çalışmalara borçluolduğumu çok iyi biliyorum-- ama o dergi, gene de, son noktası vurulurken, çoğu zaman, bir kişinin damgasını taşıyordu. Yeni Dergi’yi kapatma düşüncesine beni götüren, her şeyden çok, birlikte çalışmaları artık gerçekleştiremeyeceğimi anlamak olmuştur sanıyorum. “Gelen yazılarla çıkan bir dergi” durumuna düştüğünde «Yeni Dergi» bana görevini tamamlamış görünmüştü.
Sonradan tasarladığım daha küçük boyutlu dört aylık eleştiri dergisini de giderlerini karşılayamayacağımı anladığım için çıkarmaktan vazgeçmiştim.
Yazko-Edebiyat ise benim yönettiğim, ama her bakımdan sorumlusu olmadığım, ortak çalışma ürünü bir dergidir. Önce, bize, bu dergiyi yayımlama görevini veren bir Yönetim Kurulu var. (Ayrıca, onu da her yıl bir Genel Kurul denetliyor, yeniden seçivor.) Bize dedim, çünkü yazıları okumak, değerlendirmek, sıralamak, baskı işlerini kovuşturmak, kısacası dergiyi çıkarmakla görevli oldukça geniş bir kadromuz var. Bu kadroda dergicilikte hepimizden eski olan Salim Şengil gibi bir usta, tek başına yüksek düzeyde bir dergiyi uzun süre ayakta tutmuş Afşar Timuçin gibi çok yönlü bir yazar, Bertan Onaran gibi yorulmak yılmak bilmez bir çevirmen, Adnan Özyalçıner gibi dergiciliğin görünmeyen işlerini yürütmeyi çok iyi bilen bir sanatçı da yer alıyor. Herbiri tek başına bir dergi çıkarabilecek kişiler...
Zaten «Yazko Edebiyat»ın en güçlü yanı, bugün dergiyi çıkarma görevini yüklenen bizlerden, herhangi bir nedenle, boşalacak yeri hemen dolduracak pek çok kişiyi Yazko Yazarlar ve Çevirmenler Yayın Kooperatifinin üyeleri arasında bulabilecek olmasıdır.
Yalnız şu da bir gerçek: Yazko-Edebiyat kesinlikle «Yeni Dergi»nin devamı değildir ama, benim yönetimimde kaldığı sürece bu dergiye «Yeni Dergi»den bazı özellikler kaçınılmaz olarak yansıyacaktır. Şiirlerin, öykülerin başa alınışı, her sayıda bir uzunca «ana yazı» sunma özlemi, oraya buraya yazı ya da şiir sıkıştırmamaya gösterilen özen, dizgi düzelti işlerine önem verme vb gibi... Ayrıca, yazarlar Yazko-Edebiyat’da gene yaşlarına, edebiyata verdikleri yıllara göre sıralanacaklar. Bunun dışında bir değerlendirmeye gidilmeyecek. Her bölümde -başka türlü davranmayı gerektiren özel bir durum yoksa- eskiler yenilerin önünde yer alacaklar. Şiir, öykü, sanatsal yazılar, düşünce-inceleme-deneme yazıları, değinmeler, tartışmalar, edebiyat olaylarına eleştirel yaklaşımlar, kitaplarla ilgili deneme, tanıtma yazıları dergide hep aynı sırayla birbirini izleyecek. Bütün bunlar, bilindiği gibi, Yeni Dergi’nin ilkeleridir; on yılı aşkın bir süre uygulanmış, çok duyarlı olan sanatçıların alınganlıklarını, kırılmalarını büyük oranda önledikleri görülmüştür. Yazko Yazarlar ve Çevirmenler Yayın Kooperatifinin dergisinde bu ilkelere uymanın daha da gerekli olduğu kanısındayım.
Yazko-Edebiyat’ın siyasal tutumuna gelince. Yazko Yazarlar ve Çevirmenler Yayın Kooperatifi siyasa dışında kalmak zorunda olan bir kuruluştur, Ayrıca, üyeleri arasında da gerek dünya görüşleri, gerek sanat anlayışları bakımından birbirine uzak duran kimseler var. Böyleyken, Yazko Edebiyatın yazarlarına bir Siyasal tutum önermesi düşünülemez. Kooperatif'e üye yazarların dünya görüşleri ile sanat anlayışlarındaki çeşitlilik, ister istemez, dergiye de yansıyacak, giderek Yazko-Edebiyat bir forum havasına bürünecektir. Nitekim ilk sayının tartışma yazılarında bu hava hemen belirdi.
Onun için de, yazarlarımız bu dergide, kendi kooperatiflerinin dergisinde, istedikleri gibi yazabilecekler, ama yazdıklarının sorumluluğunu yalnızca kendileri taşıyacaklardır. Önem verilerek yöneticilerce seçilmiş görünmesi doğal olan ana yazı’lar için de böyle. Dergiyi Yazko Yazarlar ve Çevirmenler Yayın Kooperatifi adına yönetenler yazılardaki görüşleri paylaşmak, doğru bulmak sorumluluğunu hiçbir zaman üstlenmeyeceklerdir.
Okurlarımızdan Yazko-Edebiyat üzerine düşüncelerini, eleştirilerini bildirmelerini dilerim.
Okurlarımızdan Yazko-Edebiyat üzerine düşüncelerini, eleştirilerini bildirmelerini dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder