20 Şubat 2012 Pazartesi

Her Yerde Aşk(Manuale d’am3re /The Ages of Love) Filmi


Geçen yaz Ağustos ayında Her Yerde Aşk filmi sinemalarda oynarken film hakkında bir kaç tanıtım-eleştiri yazısı okuyunca filmle ilgilenmeye başlamıştım. Evin yakınındaki Arıpleks sinemasının girişindeki afişine bir hafta boyunca bakıp durmama rağmen bu filmi izlemek üzere sinemaya girme fırsatım olmamıştı. Bu filmin DVD'si elime geçince merakımı gidermek için hemen ilk 20 dakikasını izledim. İlk izlenimler olumlu olunca şartları zorlayıp filmin devamını da izledim.

Her Yerde Aşk filmi, yönetmen Giovanni Veronesi’nin çektiği bir üçlemenin üçüncü filmiymiş. Üçlemenin ilk ikisinin(ülkemizde gösterime girmemiş) gişe başarısından sonra üçüncüsü çekilmiş.

Romantik komedilerde genellikle bir aşk anlatılır. Bu aşkı bir buçuk iki saate yaymak için konu uzatılır. Bu filmde birbirinden bağımsız 3 ayrı aşk öyküsü anlatıldığı için filmin temposu düşük değil. Bu öykülerden en çok ilkini beğendim. Kızla oğlanın tanışması ve yakınlaşma şekli bence akla uygun.

İlk öyküde evlilik hazırlıkların yapan genç bir çift var. Çiftin erkek olanı henüz avukatlık yapmaya başlamıştır. Bir arsa konusu için birkaç günlüğüne bir kıyı kasabasına gitmesi gerekir. Orada yaşayan ve kasabadaki erkeklerin çoğunun aşık olduğu genç bir bayana ilgi duymaya başlar. Tempo hızlı olduğu için 40 dakikalık ilk öykü hemencecik bitiyor. İlk öyküde not aldığım bir cümle var: “Hayat burada neden güzel biliyor musun? Çünkü burada hiç kimse senden olduğundan daha iyi olmanı beklemiyor." Bu sözü kendimce yorumlayacağım: "Yanınızdakinin sizinle olmaktan mutlu olmasını istiyorsanız, ondan, olduğundan daha iyi olmasını istemeyin".

Her Yerde Aşk filmindeki bu ilk öykü dolayısıyla birkaç cümle yazacağım: Dünyanın neresinde olunursa olunsun sevgilisi, nişanlısı veya karısı olan bir genç erkek tek başına herhangi bir nedenle uzak bir yere 3-5 günlüğüne bile gittiğinde orada normal şartlarda yani sevgilisi/nişanlısı/karısı yokken ilgi duyabileceği birisi karşısına çıktığında, önce biraz duraklar muhasebe yapar. Sonra ilgi duyduğu, uzak yerde tanıştığı bayanın talebi karşısında sevgilisini aldatması an meselesidir. Hele hele henüz tanışılan bu bayanla paylaşımlar, yakınlaşmalar eğlencili bir yörede geçiyorsa aldatma ve mevcut sevgiliyi bir süreliğine de olsa bırakma, ayak bağı olarak görme kaçınılmazdır. Erkek bu gibi durumlarda hemen açık verdikleri için mevcut ilişkisi genellikle sona erer.

Filmdeki ikinci öyküyü pass geçip 3. öykü hakkında biraz konuşmak istiyorum. Zira 3. öyküde Monica Bellucci ile Robert De Niro var. Robert De Niro, filmdeki adıyla Adrian, Amerikalı emekli bir sanat tarihi profesörüdür. Karısını kaybetmiş ve bir süre önce kalp nakli ameliyatı geçirmiştir. Hayatının geri kalan kısmını yaşamak üzere Roma’ya yerleşmiştir. Bu tercihinde eski arkadaşı Augusto’nun etkisi vardır. Augusto ile Adrian komşudur ve sıklıkla görüşmektedirler. Derken Augusto’nun Paris’te yaşayan kızı Viola(Monica Bellucci) mali sorunlarından dolayı Roma’ya babasının yanına gelir. Adrian, Viola’nın küçüklüğünü bilmektedir. Bu şartlarda ister istemez Viola ile Adrian tanışmakta ve zaman zaman aynı ortamda bulunmaktadır. Derken Viola babası ile kavga edip evi terk etmek zorunda kalır. O sırada gidecek yeri olmadığı için Adrian’ın kapısını çalar. Hikâye bana saçma gelmedi.

Bu filmle ilgili onlarca sitede usta sinema yazarları tarafından kaleme alınmış onlarca eleştiri yazısı olduğu için klasik film eleştirisi yerine filmde işlenen karakterler ve perdeye yansıtılan yaşam üzerine birkaç söz edeceğim.
 
Filmdeki 3. öyküyle ilgili olarak bir soru: Yaklaşık 40-45 yaşında oldukça güzel bir kadın neden kendisinden 15-20 yaş büyük birisi ile ilgilenir? Bu soruya birkaç tahmini cevap verelim:
 
·         Geçmişinde üstlenemeyeceği, unutmak istediği yaşanmışlıklar vardır.
 
·         Daha önce denediklerinden umduğunu bulamamıştır.
 
·         Doğurganlığını kaybetmeden çocuk sahibi olmak istemektedir.
 
·         Kendisine soru sorulmasını, geçmişinin didiklenmesini istemiyor, olduğu gibi kabul edilmek isteniyordur.
 
·         Hayatının geri kalanında önceliği kendisine sadık olacak, ilk fırsatta terk etmeyecek birisine vermiş olabilir.

Hiç yorum yok: