8 Ekim 2019 Salı

Virgül Nerde Kullanılır, Nerede Kullanılmaz


Noktadan sonra en çok kullanılan noktalama işareti virgül olduğu için herkesin nasıl kullanıldığı konusunda bilgisi vardır. Buna rağmen edebi olsun olmasın her metinde sıklıkla gereksiz veya yanlış yere kullanılan bir noktalama işaretidir virgül. Gereksiz yere virgül kullanımı okuma hızının düşmesine ve okuma konforunun azalmasına neden olmaktadır. Burada virgülün birkaç özel kullanımından söz edeceğiz.

Yazmak istediğiniz cümle birden fazla alt cümleden meydana geliyorsa bu alt cümleleri birbirinden ayırmak için virgülden yararlanmalısınız. Örneğin aşağıda verilen cümle 2 cümlecikten meydana gelmektedir.
Bir varmış, bir yokmuş.
Bu iki cümlenin nerede başlayıp nerede bittiği ilk bakışta bile belli olduğu için virgül kullanılmazsa anlaşılma sorunu yaşanmaz. Ancak aşağıda verilen uzun cümledeki 2. cümleciğin nerede başladığı ilk bakışta belli olmadığı için virgülle işaret etmek gerekir.

“Fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez.” (Falih Rıfkı Atay)

Özellikle kurmaca metinlerde karakterin birisinin söylediği söz bazen tırnak içine alınır. Bazı yazarlar ise aktarılan metnin bittiği yeri virgülle işaret ediyorlar.

- Bugünlerde başımı kaşımaya vakit bulamıyorum, dedi. (Reşat Nuri Güntekin)

Virgülün kullanıldığı bir başka yer hitap için kullanılan kelimelerden sonradır:
Efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir. (Mustafa Kemal Atatürk)

Sayın Başkan,
Sevgili Kardeşim,
Değerli Arkadaşım,

Benzer şekilde konuşma çizgisinden önce de virgül konulmaktadır:

Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey'e,
Bu anahtar köşkü de açar, dedi. (Ömer Seyfettin)

Bazen cümle içinde ara sözlere veya ara cümlelere yer verilir. Bu cümle ve/veya sözleri ayırmak için virgülden yararlanılır.

Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım. (Mustafa Kemal Atatürk)

Hayır, yok, evet, peki, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra virgüle yer verilir:

Hayhay, memnun oluruz.
Haydi, geç kalıyoruz.
Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor. (Yahya Kemal Beyatlı)

Biyografik künyelerde yazar, eser, basımevi gibi maddelerden sonra virgül konulur:

Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1938.

Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konulur:

Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958.

Virgül Kullanılması Önerilmeyen Durumlar

Metin içinde ve, veya, yahut , ya da bağlaçlarından önce de sonra da virgül kullanılmaz:

Ben Atatürk'le iki veya üç defa karşılaştım. (Burhan Felek)

Cümle içinde tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül kullanılmaz:

Hem gider hem ağlar.

Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli.

Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da/de bağlacından sonra virgüle yer verilmez:

İmlamız, lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzele­cek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil! (Yahya Kemal Beyatlı)

Metin içinde -ınca /-ince anlamında zarf-fiil görevinde kulla­nılan mı/mi ekinden sonra virgül kullanılmaz:

Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. (Orhan Kemal)

Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan)

Şart ekinden sonra virgül kullanılmaz:

Tenha köşelerde ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı. (Reşat Nuri Güntekin)

Metin içinde zarf-fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül kullanılmaz:

Meydanlığa varmadan bir iki defa İsmail kendisini gördü mü diye kahveye baktı. (Necati Cumalı)

Ancak yemekte bir karara varıp arkadaşına dikkatli dikkatli bakarak konuştu. (Samim Kocagöz)