Noktadan sonra en
çok kullanılan noktalama işareti virgül olduğu için herkesin nasıl kullanıldığı
konusunda bilgisi vardır. Buna rağmen edebi olsun olmasın her metinde sıklıkla
gereksiz veya yanlış yere kullanılan bir noktalama işaretidir virgül. Gereksiz
yere virgül kullanımı okuma hızının düşmesine ve okuma konforunun azalmasına
neden olmaktadır. Burada virgülün birkaç özel kullanımından söz edeceğiz.
Yazmak
istediğiniz cümle birden fazla alt cümleden meydana geliyorsa bu alt cümleleri
birbirinden ayırmak için virgülden yararlanmalısınız. Örneğin aşağıda verilen
cümle 2 cümlecikten meydana gelmektedir.
Bir varmış, bir yokmuş.
Bu
iki cümlenin nerede başlayıp nerede bittiği ilk bakışta bile belli olduğu için
virgül kullanılmazsa anlaşılma sorunu yaşanmaz. Ancak aşağıda verilen uzun
cümledeki 2. cümleciğin nerede başladığı ilk bakışta belli olmadığı için
virgülle işaret etmek gerekir.
“Fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi
tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez.” (Falih Rıfkı Atay)
Özellikle kurmaca
metinlerde karakterin birisinin söylediği söz bazen tırnak içine alınır. Bazı
yazarlar ise aktarılan metnin bittiği yeri virgülle işaret ediyorlar.
- Bugünlerde başımı kaşımaya vakit
bulamıyorum, dedi. (Reşat Nuri Güntekin)
Virgülün kullanıldığı bir başka yer hitap için kullanılan kelimelerden
sonradır:
Efendiler,
bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir. (Mustafa Kemal
Atatürk)
Sayın Başkan,
Sevgili Kardeşim,
Değerli
Arkadaşım,
Benzer şekilde
konuşma çizgisinden önce de virgül konulmaktadır:
Bahçe kapısını
açtı. Sermet Bey'e,
Bu anahtar köşkü
de açar, dedi. (Ömer Seyfettin)
Bazen cümle içinde ara sözlere veya ara
cümlelere yer verilir. Bu cümle ve/veya sözleri ayırmak için virgülden
yararlanılır.
Şimdi, efendiler,
müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım. (Mustafa
Kemal Atatürk)
Hayır, yok, evet,
peki, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi
kelimelerden sonra virgüle yer verilir:
Hayhay,
memnun oluruz.
Haydi, geç
kalıyoruz.
Evet, kırk
seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor. (Yahya
Kemal Beyatlı)
Biyografik
künyelerde yazar, eser, basımevi gibi maddelerden sonra virgül konulur:
Falih Rıfkı Atay,
Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1938.
Yazarın soyadı
önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konulur:
Ergin, Muharrem,
Dede Korkut Kitabı, Ankara, 1958.
Virgül Kullanılması
Önerilmeyen Durumlar
Metin
içinde ve,
veya, yahut , ya da bağlaçlarından önce de sonra da virgül kullanılmaz:
Ben Atatürk'le
iki veya üç defa karşılaştım. (Burhan Felek)
Cümle içinde
tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül kullanılmaz:
Hem gider hem
ağlar.
Ya bu deveyi
gütmeli ya bu diyardan gitmeli.
Cümlede
pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da/de bağlacından sonra virgüle yer
verilmez:
İmlamız,
lisanımız düzelince lisanımız da kafamız düzelince düzelecek, çünkü o da ancak
onlar kadar bozuktur, fazla değil! (Yahya Kemal Beyatlı)
Metin
içinde -ınca
/-ince anlamında zarf-fiil görevinde
kullanılan mı/mi ekinden sonra virgül kullanılmaz:
Ben aç yattım mı
kötü kötü rüyalar görürüm nedense. (Orhan Kemal)
Öyle zekiler
vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan)
Şart ekinden
sonra virgül kullanılmaz:
Tenha köşelerde
ağız ağıza konuşurken yanlarına biri gelecek olursa hemen susuyorlardı. (Reşat Nuri Güntekin)
Metin içinde zarf-fiil
ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül kullanılmaz: