Atölyemizin
adı Yaratıcı Yazarlık. O zaman yaratıcı yazarlık faaliyeti sonucu neler
üretilebilir? İşte ilk akla gelenler: Roman, öykü, şiir, masal, tiyatro oyunu,
şiir, özgün film senaryosu, çocuk kitabı, gezi yazısı, deneme vs. Bu türlerden
tiyatro oyunu ve senaryo bir yanıyla teknik metinlerdir. Çünkü film senaryoları
yönetmen ve oyunculara hitap eder. Senaryo, bir öyküden veya romandan yola
çıkılarak hazırlanıyorsa, bize göre yaratıcı yazarlık faaliyetinin epeyce uzağındadır.
Film
senaryosu bir nevi teknik çalışma olduğu için yaratıcı yazarlık atölyelerinde
üzerinde pek durulmaz. Atölye çalışmalarımızın ileri safhalarında önce bir
romanı inceleyeceğiz, sonra söz konusu romandan yola çıkılarak çekilen bir
filmi izleyip değerlendirmeyi düşünüyoruz. Böylece romandan sinemaya giden yolu
izlemiş olacağız. Kitap olarak yayınlanan senaryolar olsa bile senaryo
kitaplarının hedef kitlesi genellikle sinema eğitimi görenlerdir. Atölye
çalışmamızda senaryolar ilgi alanımıza girmeyecektir.
Benzer
şekilde tiyatro oyunlarının hedef kitlesi yönetmenleridir, oyunculardır ve
tiyatro eğitimi gören öğrencilerdir. Oyunlar, senaryolar kadar olmasa bile
teknik çalışma sayılıp belli kurallar dahilinde yazılıyor. Söz konusu edilecek
oyun metni, bir romandan yola çıkılarak yazılıyorsa yaratıcı yazarlık faaliyeti
içinde görmemek gerekir. Oyun metinlerinin çoğu kitap olarak basılıp dağıtılsa
bile genellikle tiyatro öğrencileri, oyuncu adayları ve oyuncular
hedeflenmektedir. Yaratıcı yazarlık yapmak isteyenlerin diyalogların nasıl
kurulduğunu görmeleri açısından bir oyun metnini okuyup incelemeleri yerinde
olacaktır. Bu atölye çalışmasında oyun yazarlığını da kapsam dışında tutuyoruz.
Bu atölye
çalışmasının kapsamı dışında tutacağımız bir başka tür şiirdir. Son zamanlarda
şiir konulu atölyeler yapılsa bile şiirin nasıl yazıldığını konuşmak bize pek
anlamlı gelmemektedir. Belki atölye çalışmamızın ileri haftalarında bir şairi
konuk edip nasıl şiir yazdığını anlatmasını isteyebiliriz.
Bu
elemelerden sonra geriye roman ve öykü kalmaktadır. Birçok ünlü yazarın ilk
ürünleri roman olsa bile yazılacak ilk kurmaca metnin öykü olması
önerilmektedir. Çünkü henüz kendi tarzını oluşturmamış birisinin 200-300
sayfalık metni yazmaya kalkışması uzun bir süreci kapsayacak ve vazgeçme
riskinin yükselmesine neden olabilecektir. Tabi kişi yazar olmayı kafasına
koymuşsa yazmaya direk romanla başlayabilir. Orhan Pamuk’un kitap olarak
yayınlanan ilk ürünü 600 sayfalık bir romandır. Tabi bilmiyoruz, belki Orhan
Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları romanından önce yazdığı başka metinleri vardır.
Madem
kurmaca yazarlığa romanla başlamanızı istemiyoruz, geriye öykü kaldı. Zaten birçok
yaratıcı yazarlık atölyesinde çalışmalar öykü üzerinden yapılmaktadır. Öyküler
okunup değerlendirilmekte, katılımcılardan öykü yazmaları talep edilmektedir.
Atölyemizin
adı yaratıcı yazarlık olsa bile yaratıcılık gerektirmeyen alanlara da el
atacağız. Örneğin kendimizi bir gazete muhabirinin yerine koyup bir etkinliği
izleyip haberini yazacağız, hep birlikte bir filmi izleyip film eleştirisi yapmaya
çalışacağız.