Baki Asiltürk ile Hilal Karahan bir araya gelip Kuramsal Kitaplar konulu uzun bir söyleşi gerçekleştirmişler. Bu söyleşinin ilk kısmını Özgür Edebiyat Dergisinin Temmuz-Ağustos sayısında yayınlanmış. Baki Asiltürk’ün söyleşi başlarken söylediklerini beğendim.
“Son 10-15 yılda, biraz da Avrupa Birliği ile siyasal ilişkilerin olumlu ve/veya olumsuz yönleriyle gündemde olmasının, gündemde kalmasının da etkisiyle, modern/postmodern Batı düşüncesini oluşturan bazı metinler Türkçeye kazandırıldı, kazandırılıyor. Bunları okumanın edebiyat dünyamızda genellikle iki tür etkisini görüyoruz. Birincisi, bu tip kitapları büyük bir hızla okuyan bazı şairlerimiz hemen kaleme kâğıda sarılıp, kuramsal çevirilerden derledikleri düşünceleri makale(!) haline getiriyorlar. Tabii bu durumda ortaya öz-günlük yoksunu, eklektik yazılar çıkıyor. Belli bir sorunsala odaklanmayan, çeşitli kitaplardan çırpılmış, derinlikten ve içtenlikten yoksun düşünceler cirit atıyor böylesi yazılarda. Hatta iş o noktaya geldi ki bazı şairlerimiz kuramsal yazı yazabilmek için böylesi çeviri kitapların yayımlanmasını bekliyor. Sözgelimi, Jameson'ın Dil Hapishanesi kitabı çıkar, kendi yetenek sınırlılığının farkında olmayan bazı şairler hemen Türkçeyi hapishane ilan etmeye kalkar. Bloorrı'un Etkilenme Endişesi çıkar, hemen sayfalara hücum eden bazı kalemler her cümlesinde "etkilenme" ve "endişe" geçen sözümona makaleler yazarlar. Oysa, içselleştirilemeyen bilgi, yapıştırmadır, kolajdır, kolaydır, yüzeyseldir. Şairin, eleştirmenin elbette başkalarından öğreneceği şeyler her zaman olacaktır; çünkü edebiyat sonsuz bir öğrenme havzasıdır. Ne var ki, bilgilerin yapıştırma olması bu tip yazıları amaçsızlaştırıyor, çalakalem çalışmaları işlevsizleştiriyor. “
İlk bölümü 18 sayfa olan söyleşiyi okumak için Özgür Edebiyat Dergisinin Temmuz-Ağustos sayısını edinmelisiniz. Özgür Edebiyat Dergisi Metin Celal tarafından yönetilmektedir.