Ferruh Tunç’un 2010 yılında yayınlanan Melez Zamanlar adlı şiir kitabıyla 2 ödül birden alması nedeniyle kendisi ile söyleşiler yapıldı. Çağlayan Çevik tarafından yapılıp Gösteri Dergisi’ndeyayınlanan söyleşide sorulan ilk iki soruyu ve verilen cevapları buraya aldık.
Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nün gerekçesinde yer alan kavramlardan birisi şiirinizdeki 'ironi'. Bunu, şiirlerin biçeminde de kendini gösteren gayri resmi bir tutum diye açıklayabilir miyiz?
Evet; resmi ya da formel olanın alışılagelen olduğunu kabul edersek, kitaptaki şiirlerde amaçlı bir gayri resmilik olduğu doğrudur. Ağırlıklı olarak 'İkinci Yeni'den devralınmış, bence artık katılaşmış, kalıplaşmış, deyim uygunsa resmileşmiş bir şiire mahkum gibiyiz; özünü yitirmiş bir İkinci Yeni şiiri bu... Bu gayri resmi görünümlü resmiyetle bir sıkıntım vardı; onu sarsmayı, değilse rahatsız etmeyi seçtim.
'Melez Zamanlar' kitabınızda birkaç yapıyı barındıran şiirleriniz var. Şiirlerin sonunda italikle 'reklam' ifadeleri, aralarda yer alan parantez içi kullanımlar, diyaloglar, tekrarlar... Birkaç sayfalık şiirlerden tek satırlık, dört hecelik şiirlere geçiyoruz. Deneysel diyebileceğimiz bir çaba mı bu?
Şiirin 'draje' edilerek okura sunulmasına alışığız. Burada, 'draje' edilen okumaya alışık olduğumuzdur. Bu kitapla alışık olduğumuzun dışından geldiğimi düşünüyorum. Bence, okuyan da, yazan da, şiirdeki denge halini doğrulayan dengesizliği, kayganlığa kanıt olan sürtünmeyi, keşif izlenimi veren yitişi bir arada hissedebilmelidir. Okurun elindeki kurşun kalemiyle şiire müdahale etmesinde bile sakınca yoktur bence; yeter ki, okunan şiir böyle içten bir etkileşimi tetiklemi olsun. Genel kabul görmüş beğeni kurallarına göre 'geçer not' alacağına (Ne çok "iyi şiir", "iyi şair" sözü edildi son yirmi yılda') söylemek istedikleri uğruna sınıf ta kalmayı göze alabilmelidir şair. Bu, bize denemeyi öğütler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder