Post Tenebras Lux – Karanlıktan Aydınlığa (2012)
“Juan ve kentli ailesi, Meksika´nın yemyeşil taşrasında bir ev kurarak her şeyden uzakta hayatın keyfini ve çilesini yaşamaya başlar. Kimse bu iki farklı dünyanın birbirini tamamladığından mı yoksa birbirini yok etmeye mi çalıştığından emin değildir.”
"Yönetmene 2012’de Cannes’dan En İyi Yönetmen Ödülü’nü getiren film. Reygadas’ın diğer filmlerinde de olduğu gibi odak noktasına tek bir kişiyi değil; birkaç kişi arasındaki bu teması alıyor. O yaşadıkları ortaklıklara ‘ilişki’ demek yine mümkün değil. Nasıl ki Battle in Heaven(2005)’da çiftin, şoförle genç kızın yaşadıkları fiziksel yakınlıktan, yaşanılan mekanların ortaklığından ileri gitmiyorsa; burada da genç aileyle çevresindekilerin beraber olma durumları aynı şekilde tecelli ediyor. Film ilerledikçe, genç çiftin, iki küçük çocuklarıyla şehir dışında, yerel insanların arasında lüks bir evde yeni yaşamlarını kurmaya çalıştıklarını anlıyoruz.
Hayatlarına girmeye çalıştıkları yerliler karşı tavırları nazik; fakat o nezaketin, daha üstte olanların alttakilere gösterdikleri duygudan ibaret olduğuna dair bir atmosfer var. Evlerine aldıkları hizmetli, çevrenin bakımı için tuttukları adam, elektrik işlerini yaptırdıkları genç; kasabadaki hizmet sektörünün yeni işvereni olan ‘beyaz’ aile. Onların eğlencelerine giderek, toplantılarına katılarak onlardan olmaya dönük naif çaba… Kasabalı erkeklerin tavırlarından şiddet beklentisi doğuyor.
Çiftin evliliğinin mutsuzluğu da anlaşılıyor git gide. Reygadas’ın filmlerine hakim olan isteksiz, sönük cinsellik yine ana öğelerden biri. Toplu seks sahnesinde, ideal ailenin mahremiyetine ve ahlaki kapalılığına dair tabular yıkılırken, çiftin mutsuzluğunun temelinde de seks ve onun meseleleri olduğunu anlıyoruz. Diğer yanda, kasaba insanlarının kişisel sorunları ailenin hayatına giriyor; onların birlikteliklerini etkiliyor. Tüm bunlarla, hikaye sadece ailenin ya da kişinin hikayesi olmaktan çıkıyor; bir arada kalan birkaç insanın birbirlerine verdikleri zarar, birbirleri için yaptıkları hikayesine dönüşüyor.“
Stellet Licht (2007)
“Carl Dreyer´in Ordet´ine bir saygı duruşu niteliğindeki Sessiz
Işık, Meksika´nın geleneklere sıkı sıkıya bağlı kırsal bölgelerindeki dindar
bir Mennonit topluluğunda geçiyor. Olaylar evlilik dışı bir ilişki yaşayarak bu
topluluğun kurallarını ihlal eden Johan´ın etrafında dönüyor. Johan karısına
gerçeği itiraf ediyor, fakat huzursuzluğu, aile ve cemaatin gündelik âdet ve
ritüellerini gerçekleştirirken peşini bırakmıyor. Sessiz Işık acı, tutkulu
aşklar, zaman ve mucizelere dair bir zihin egzersizi.”
http://www.imdb.com/title/tt0841925/
Batalla en el cielo (2005)
Cennette Savaş
“Reygadas bu kışkırtıcı ikinci filminde Meksika´nın sınıfsal ve
sosyal yapısı içinde bireyin çıkmazını işaret ediyor. Mexico City´de geçen
öykümüzde, bir generalin şoförü olan orta yaşlı bir adam ve karısı kısa yoldan
para kazanmak için kaçırdıkları bebeğin ölümünden sorumlu. Şoför bu korkunç
sırrıyla yaşarken, her gün arabasını sürdüğü generalin güzel kızıyla aralarında
cinsel bir yakınlaşma başlıyor. Açılış ve kapanışındaki iddialı sevişme
sahneleri, zaman zaman klasik anlatım kalıplarının dışına çıktığı sinema
diliyle eleştirmenleri ikiye bölen film, 2005´in en çok tartışılan ve övgü
toplayan yapımlarından oldu.”
Japón (2002)
“Carlos Reygadas´ın sanat sinemasının yeniden keşfi olarak
değerlendirilen bu ilk uzun metrajlı filmi Meksika sinemasında öncülü olmayan,
hiç beklenmedik bir örnek olarak çığır açtı. Görselliğiyle izleyiciyi sarsan
Japonya, ölme arzusuyla Meksika´nın dağlık kasabalarından birine gelen,
kendinden nefret eden, zayıf, aksak bir adamın öyküsünü işliyor. Yaşlıca bir
dul olan ve yeğenlerinin evini elinden almak için dolandırdığı Ascen adama
kapısını açar ve aralarında bir tür dostluk doğar. Kadının varlığı ve içinde
bulunduğu kötü durum adamın hayatta kalma nedeni olur. Ancak kader ağlarını
örmüştür bile.”